Sevgili dostlar hepinize merhaba ben Cansu, 27 yaşındayım. 1.68 boyunda,  ela gözlü bir kızım. 57 kiloyum, sarı saçlarım ve beyaz tenim var. Müzik dinlemeyi çok severim. Sakın biriyim ve dürüstlüğe önem veririm. Her erkek ya da her kadın bir ilişkiye başlarken ben şöyle kötüyüm ya da şu şekilde eksiklerim var demez. İnsanlar ilişkiye başlarken iyi yönlerini nazara verirler.  İlişki ilerledikçe bazı yönler değişmeye başlar. İlk dönemlerde çiftler birbirine hep iyi davranır anlayışlı davranır. Daha sonra yavaşça çiftler kişiliklerini ortaya koyar. Sıradan bir olay ile bile sıkıntılı yanlar ortaya çıkar. Bu durumda çiftlerin birbirine karşı samimi olma durumları da etkilidir.  İlk zamanlar mesafeli ilişkileri bulunan insanlar birbirlerine karşı daha saygılıdır. Mesafenin kaybolması ile beraber kişiliklerde yer alan saygısızlık eğer varsa sergilenir  böyle durumlarla karşı karşıya kalmamak için çiftlerin daha tanışma aşamasında bile samimi olması gerekmektedir. Samimi şekilde başlayan ilişki ilk aşamadan son aşamaya kadar her koşulda olması gereken haliyle bulunmaktadır. Erkekler genelde gösterile daha düşkün insanlardır. İlk zamanlarda bir kadını tavlamak adına en lüks yerlerde yemek yedirirler. Daha sonra lüks hediyeler ve daha pek çok şatafat ile kadınları kandırmayı başarırlar. Fakat sonrasında külkedisi masalında olduğu gibi erkekler bal kaynağına dönüşür  ekonomik durumunu göz önünde bulundurmadan abartılı yaşamları size sunan biri bence fazla güven durulması gereken biri değildir. Bu gibi insanlar ilk olarak her şeyi yapar daha sonra ise gerçek yüzlerini ortaya koymaya başlarlar. Hayatları boyunca da asla o eski yani ilk zamanki hallerine dönmezler. Cansu olarak ben bu tarz yaşama da bu tarz saçmalıklara da son derece karşıyım. Bir insan ne ise karşıma o şekilde gelmelidir. Karşımda durduğu hali insanların her zaman aynı duruşu olmalıdır. En yakın arkadaşım bana evlenme ya da sevgili gibi konularda en fazla destek veren kişidir. Kendisi başımdan geçirdiği zor olaylardan ötürü eneyim kazanmış ve erkekleri çok iyi tanır hale gelmiştir. Onun sayesinde ben de pek çok açıdan deneyimli ve bilgili hale geldim. Erkekler ya da kadınlar evlendikten sonra ne de olsa artık evliyim havzasına bürünüp her şeyi bırakıyorlar. Sonra da evlilikten ve karşı taraftan şikayet etmeye başlıyorlar. Kimse kendi hatasını kabul etmiyor ve kimse kendisi hakkında söylenenleri ciddiye almıyor. Bu konuda yaptığım gözlem bana erkeklerin bu gibi durumlarda daha kapalı olduğunu gösterdi. Şahsen ben erkeğin açık kişilikli olanını severim. Erkekler konuşmayı her ortamda özellikle gergin ortamda sevmezler. Böyle bir durumda ise konuşmak şarttır. Kavga halinde ya da konuşma sonrasında karşımızdaki insanı daha iyi dinlemesi  gerekmektedir. İnsan fıtratı gereği konuşma üzerine yaratılmıştır. Sorunlarını da ancak konuşarak halleder.