Merhabalar dünyayı karış karış gezip, hayallerinin peşinden koşmak isteyenler. Ben Ayça. 23 yaşında, kumral, orta boylu ve orta kilolu bir kadınım. Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve öğrenciliğimi ciddi anlamda birçok yer gezerek geçirdim diyebilirim. Ama derslerimde de oldukça başarılıyım. Sanırım bu çok kültür ve çok yer görme hali ve merakı bana her zaman büyük bir motivasyon sağlıyor. Birinci sınıftan beri düzenli olarak tüm tatillerimde bir gezi planı yapıyorum ve yola çıkıyorum. Bir süre aile biraz kızdı bu duruma ama sonunda onlar da kabul ettiler bu tutkumu. Fotoğraf makinem ve çadırım hayatımdaki en değerli şeyler diyebilirim. Ayça’yı az çok tahmin ettiniz sanırım. En büyük tutkusu gezmek olan, fotoğraf çeken, eğlenceli, konuşkan, öğrenmeye meraklı, çok çok okuyan ve müzik dinlemeyi çok seven birisiyim. Dünyanın hemen her yerinde arkadaşlarım var. Bu arkadaşlarımın kimisini bizzat ülkelerinde tanıdım kimisini ise internet üzerinden. Kısacası çevresi oldukça geniş ve sosyal bir insanım.
Ben bu özelliklerimle açıkçası çok eğleniyor ve çok güzel zamanlar geçiriyorum. Hatta u özelliğim nedeniyle birçok kişi de bana aşık olmuştur. Ama ilişki başladığında ilk elden bu özelliğim nedeniyle tartışmalar başlıyor diyebilirim. Mesela ben yine bir gezi planı yaparım ama o gelemez sorun olur. Ya da tek başıma gitmek istiyorumdur, “nende ben gelmiyorum” konusu sorun olur. Olur da olur. Sanırım bunun temelinde de erkeklerdeki o belirleyicilik ve kıskançlık özellikleri yatıyor. Buradan düşünmeye başlayınca, Ayça erkeklere nasıl bakıyor? Ya da Ayça’nın erkeklerden beklentileri nelerdir? derseniz, aslında inanın bana çok büyük beklentiler değil. Çünkü erkeklerden beklentim olan şeyi zaten ben de erkek arkadaşlarıma sağlıyorum. Özel alan ve özgürlük. Evet sevgili olabiliriz. Ama sevgiliyiz diye her şeyi onunla yapmak ya da her yere onunla gitmek zorunda da değilim. İkimizin de bir özel alanı olması gerektiğine inanıyorum. Ve bu özel alanlara saygı duyulması gerektiğinden. Onun için ben bir sevgilime asla kapris yapmam yalnız kalmak istediğinde. Ya da bir yere gitmek istediğinde ve eğer ki ben gelemiyorsam asla bunu sorun yapmam. Hatta onu desteklerim. Ama biz kadınlar maalesef erkeklerden aynı desteği alamıyoruz. Ve bu da beni şaşırttığı kadar da sinirlendiriyor. Bunun dışında bir de kıskançlık haller var. Bundan da nefret ediyorum. Bir de kadınları bile inandırmışlar buna. “Seven erkek kıskanır” yalanına. Kıskançlık benim için gerçekten de hayattaki insana dair en ilkel duygulardan bir tanesi. Tahakkümün öbür adı… yani bir isteğim de bu olurdu erkeklerden. Bunun dışında Ayça olarak erkeklerden beklentilerim tabii ki gezmeyi seven ve merak etmeye açık bir kişilik olmayı başarabilmeleri olurdu. Çünkü dünyada ikimizin merak edebileceği ve gidebileceği sonsuz sayıda yer ve sonsuz sayıda konu var.